Milas Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Milas Ziraat Odası > Yem Bitkileri Yetiştiriciliği

Yem Bitkileri Yetiştiriciliği

YONCA YEM BİTKİSİ

Yonca bitkisinin gen merkezleri İran yaylası, Hindikuş dağları, Karaburun dağları, Altay dağları, Kuzey Kırgızistan, Karadeniz, Kafkaslar ve Anadolu’dur. Ülkemiz pek çok yabani yonca çeşidinin gen merkezidir.

Yonca, hayvan yetiştiriciliğinde kullanılan baklagil yem bitkilerinin en önemlilerinden bir tanesidir. Ayrıca dünyada en çok yetiştirilen yem bitkisi durumundadır. Yonca, baklagil yem bitkileri içerisinde en yüksek yem değerine sahip bir bitkidir. Yonca, hayvan beslemesinde genellikle kuru ot olarak değerlendirilmektedir. Son yıllarda silaj yapılarak da değerlendirmektedir. Bu ana kullanım alanlarının yanında silo yemi, pelet yem, yonca unu, erozyona karşı örtücü bitki ve yeşil gübre olarak değerlendirilir.
Yonca, çok yıllık bir baklagil yem bitkisidir. Bu nedenle ot verimi yüksektir ve bölgelere göre değişmekle beraber 3–8 arası biçim alınabilmektedir. Ülkemizde en çok biçim Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde alınmaktadır. Yonca bitkisi toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerini olumlu yönde etkilemektedir. Derin kök yapısı nedeniyle toprağın derinlerdeki su ve besin maddelerinden kolayca yararlanır. Toprağı derince gevşetip taban taşının kırılmasına yardımcı olur. Diğer birçok bitkinin alamadığı derinlerdeki bitki, besin maddelerini üst katmanlara taşır. Kendisinden sonra ekilen bitkiler için organik madde ve azotça zengin, su tutma kapasitesi iyi, ıslah edilmiş bir tarla toprağı bırakır. Ayrıca köklerindeki bulunan ve nodozite adı verilen yumrucuklar sayesinde toprakta fazla miktarda azot biriktirme özelliğine sahip bir bitkidir.

İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ

Yonca bitkisinin adaptasyon kabiliyeti çok geniştir. Fakat en uygun büyüme ve gelişme şartları suyu bol olan, kurak ve sıcak hava şartlarına sahip bölgelerde olmaktadır. Dolayısıyla yonca, kurak ve sıcak iklim bitkisi sayılabilir. Derin bir kök sistemine sahip olan yonca, bu nedenle kuraklığa dayanıklıdır. Yonca yıllık yağışı 350–450 mm olan yerlerde sulanmadan yetiştirilebilir. Fakat her biçim öncesi ve sonrası yapılacak sulama ile biçim sayısı ve alınacak ot miktarı artırılabilir. Yonca kar örtüsü olmadan -25 °C’yi bulan soğuklara dayanabilmektedir. Fakat genç bitkilerin taze sürgünleri kış donlarına karşı dayanıksızdır.
Yonca tınlı, az kumlu ve yeterli miktarda kireç içeren eden topraklarda daha iyi gelişmektedir. Kök derinliği fazla olduğundan toprak tabakasının da derin olması gerekir. Fakat tabanda durgun su olursa bitki köklerinde çürümeler görülebilir. Yonca aşırı tuzlu ve asitli topraklardan hoşlanmaz. Yonca için uygun toprak pH derecesi 6,5’tan az olmamalıdır. Asitli topraklarda yonca yetiştiricilik yapılacaksa ekimden en az 6 ay önce kireç uygulaması ile toprağın ıslah edilmesi gereklidir.

EKİM

Yonca yetiştiriciliğinde, toprak işleme ve iyi tohum yatağı hazırlama oldukça önemlidir. Yonca tohumlarının çok küçük olması nedeni ile ekim yapılacak üst toprak yüzeyi toprak nemini muhafaza edecek şekilde iyice ufalanarak iyi bir tohum yatağı hazırlanmalıdır. Ekim yapılacak toprak ağır yapılı ise ufalanan toprak yüzeyi kaymak tabakası bağlayabilir. Bu sorunun önüne geçmek dekara ortalama iki ton iyi yanmış çiftlik gübresi verilmelidir.Yonca yetiştiriliciliği yapılacak tarlanın tesviyesi iyi yapılmalı ve drenaj sorunu çözülmelidir. Çünkü taban suyu yüksek arazilerde, yoncada verim düşüklüğü ve seyrekleşme görülmektedir. Yonca derin bir kök sistemine sahip olduğundan sonbaharda derin bir toprak işleme yapılmalıdır. Kışı bu halde geçiren tarla, ilkbaharda hem iyi bir tohum yatağı hazırlamak hem de yabancı otları öldürmek amacıyla diskaro ve kazayağı ile yüzeysel olarak işlenmeli, daha sonra ince tırmık ile toprağın iyice ufalanması sağlanmalıdır. Bu işlemin ardından toprak yüzeyi merdane geçirilerek bastırılmalıdır. Toprağa gübre verilecekse (çiftlik gübresi ve fosforlu gübre) sonbahardaki toprak işleme sırasında verilmelidir.

Toprak işlemesi sonrasında yonca ekimi yapılmalıdır. Yonca ekiminde öncelikle ekim zamanı belirlenmelidir. Yonca ekimi sonbaharda ve ilkbaharda yapılabilir. Serin ve soğuk iklim şartlarına sahip bölgelerde sonbahar ekimi bazı riskler taşır. Sonbahar ekiminde çimlenen yonca fideleri ekildikleri yıl soğuklara karşı çok hassastırlar. Bu nedenle sonbaharda ekilen yonca fideleri gelişimlerini tamamlamadan kışa girecekleri için meydana gelecek soğuktan çok zarar görebilirler. İlkbahar ekimleri ise ilkbahardaki geç donların sona erdiği ve ilkbahar yağışları ile toprağın belli bir sıcaklığa ve tava geldiği dönemde yapılmalıdır. Yoncada iyi bir kök ve gövde gelişimi için kurak dönemden en az bir ay önce ekim yapılmalıdır. Ekilecek yonca tohumu hastalıksız ve sertifikalı olmalıdır.
Yonca ekim makineleri (mibzer) ile sıraya veya serpme ekim yöntemi ile ekilmektedir. Mibzer ile yonca ekiminde yetiştirme şartları ve bölgelere göre değişmekle beraber ortalama sıra aralığı mesafesi 18–20 cm olmalıdır. Yonca bitkisi küçük tohumlara sahip olduğundan ağır yapılı topraklarda 1,5–2 cm, hafif yapılı topraklarda ise 2,5–3,5 cm derinliğe ekilmelidir. Aksi durumda tohum çimlenebilmesi için gereken su, oksijen ve sıcaklığı yeteri derecede karşılayamaz ve çimlenemez. Çimlense bile oksijen, sıcaklık ve tohumda depolanan yedek besin maddelerinin azlığından dolayı toprak yüzüne çıkamayıp ölürler. Birim alana atılacak tohum miktarı toprak ve iklim şartları, ekim yöntemi ve tohumun biyolojik değerlerine göre belirlenmelidir. Yonca ekimi mibzerle yapılacaksa 2–3 kg/da,serpme ekim yapılacaksa 3–4 kg/da tohum kullanılmalıdır. Yonca, bazı durumlarda arpa, buğday, yulaf veya yıllık buğdaygiller gibi hububatla karışık olarak ekilebilir. Bu durumda ekilecek tohum miktarı, üretimin amacına ve yalnız veya karışım halinde yetiştirilmesine göre değişmektedir. Tohum üretimi amacıyla ekim yapılacaksa kullanılacak tohum miktarı, ot üretimi amacıyla yapılacak ekime oranla daha az olmalıdır.
Yonca tohumları ekilmeden önce gerek duyulursa aşılama adı verilen bir yöntem uygulanmalıdır. Toprak içerisinde havanın serbest azotundan faydalanabilen bakteriler bulunmaktadır. Aşılamanın amacı; baklagil yem bitkileri ekimi ile toprağı bu bakterilerle zenginleştirmektir. Bu işlem tarlaya ekilen baklagil yem bitkisinin kökünde faaliyet gösteren bakteri çeşidinin çoğaltılıp toprağa verilmesinden ibarettir. Yonca yetiştiriciliği yapılan bir alanda, daha önce yonca ekilmişse toprağın aşılanmasına gerek yoktur. Aşılama işlemi hem tohuma hem de toprağa yapılabilmektedir. Aşılama işlemi tohuma uygulanacaksa 100 kg yonca tohumu için 1 kg bakteri kültürü kullanılmalıdır. Tohumlar gölge bir alanda şekerli suyla ıslatılır ve bakteri kültürü tohuma karıştırılır. Daha sonra ıslak tohumlar kurumadan tarlaya ekilir. Toprağa aşılama uygulanacaksa iki farklı yöntem uygulanabilir. Birinci yöntemde 100 gr bakteri kültürü 5 kg pamuk küspesi ile karıştırılarak tarlaya uygulanır. İkinci yöntemde yine 100 gr bakteri kültürü 15 litre suyla karıştırılarak kalın uçlu ilaçlama pompası ile tarlaya uygulanır. Her iki yöntemde güneş batarken veya yağmur öncesi yapılmalıdır.

BAKIM

Yonca yetiştiriciliğinde başlıca bakım işlemleri sulama, gübreleme, hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadeledir. Yonca su ihtiyacı fazla olan bir bitkidir. Yoncada verim sulama ile doğru orantılıdır. Yonca gelişme mevsimi uzun olan ve bir mevsimde birden fazla biçim bir bitkidir. Her biçimde fazla miktarda yeşil aksam meydana getirir ve hızlı büyür. Bu nedenle 1 kg kuru madde üretebilmek için yaklaşık 800 litre su tüketir. İşte bu nedenlerden dolayı yonca bitkisinin yetişme süresince yağışı yetersiz olan yerlerde mutlaka sulanması gereklidir. Yoncanın su ihtiyacı bitkinin yaşına, gelişme dönemine, yağış ve toprak durumuna bağlı olarak değişir Yoncanın su ihtiyacı pratik olarak yaprakların koyu mavi ,yeşilimsi renk alması anlaşılabilir. Genel olarak yonca biçimden bir hafta önce ve biçimden bir hafta sonra olmak üzere her biçimde iki defa sulanmalıdır. Yoncanın sulanmasında yağmurlama sulama yöntemi veya salma sulama yöntemi kullanılmaktadır.

GÜBRELEME

Yonca gübrelemesinde de tüm kültür bitkilerinde olduğu gibi toprak analizi yapılması gereklidir. Analiz sonuçlarına göre gübreleme yapılmalıdır. Yonca yapılacak iyi bir gübreleme ile 1 kg kuru madde için gerekli su tüketiminin yarı yarıya azaldığı bilinmektedir. Yonca gübrelemesi ekim zamanı ve ekimden sonrası olmak üzere iki dönemde yapılır. Yonca baklagil bir yem bitkisi olduğundan genellikle tesis yılı haricinde azotlu gübre uygulanmasına gerek yoktur. Fakat ekim sonrası da 3–4 kg saf azot uygulaması verim artışına neden olur. Ekim öncesi toprak işlemesi sırasında 12–16 kg/da saf fosfor uygulaması yapılmalıdır. Ekim sırasında ise 4 kg/da saf azot ve 12–20 kg/da saf potasyum verilmesi uygundur. Yonca ekim sonrası en fazla fosfora ihtiyaç duymaktadır. Fosforlu gübreler yoncada kalitenin artmasına neden olmaktadır. Genel olarak her yıl sonbaharda 6–8 kg/da saf fosfor uygulaması yapılmalıdır. Kireç bakımından fakir arazilerde dekara 50–60 kg jips maddesi verilmelidir. Kimyasal gübrelerin yanında iyi yanmış ve küsküt tohumu içermeyen çiftlik gübresi 3–5 ton/da miktarında toprağa uygulanmalıdır. Yonca ekimi karışık olarak yapılmışsa, karışımdaki buğdaygil yem bitkilerinin oranı dikkate alınarak azotlu gübre uygulaması yapılmalıdır.

FİĞ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Fiğ bitkisi yaklaşık 150 türü bulunan ve tek yıllık baklagil yem bitkisidir. Bu bitkinin anavatanı Akdeniz, Asya ve Avrupa ülkeleridir. Fiğ türlerinin zaman ne zaman kültüre alındığı bilinmemektedir. Fiğin ülkemizde doğal olarak yetişen türleri vardır. Fiğ türleri geniş adaptasyon yeteneğine sahiptir. Bu nedenle Akdeniz ülkelerinde, Avrupa’nın orta ve kuzey bölgelerinde, Amerika Birleşik Devletlerinde ve Ortadoğu ülkelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Fiğ, ot verimi yüksek olan ve elde edilen otun besin değeri iyi olan baklagil yem bitkisidir. Fiğ türleri ülkemizde genellikle kaba yem elde etmek amacıyla yetiştirilmektedir. Fakat tohumları yüksek oranda protein içerdiği için kesif yem amacıylada yetiştirilmektedir. Fiğ bitkisinden elde edilen ot hayvanlarda şişmeye neden olmaz. Çiçeklenme dönemi başlangıcında biçilen fiğ kuru otunda yaklaşık olarak % 12–20 ham protein, % 6–10 ham kül, % 25–26 ham selüloz ve % 45–46 azotsuz öz madde bulunur. Ülkemizde yetiştirilen fiğ bitkisi yeşil veya kuru ot elde etmek, tane yem elde etmek, yeşil gübre bitkisi olarak, mera bitkisi olarak ve silajlık bitki olarak kullanılır. Fiğ türleri içerisinde ülkemizde ve dünyada en çok yetiştirilen adi fiğ türüdür. Bunun yanında Macar fiği, tüylü fiğ, bakla, koca fiğ ve burçak yetiştirilen diğer fiğ türleridir. Adi fiğ tarımının yaklaşık yarısı ülkemizde Orta kuzey bölgemizde yapılmaktadır. Bunu takiben Ege, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerimiz gelmektedir. Adi fiğ tarımının en az yapıldığı bölgemiz ise Güney Doğu Anadolu’dur.

İKLİM VE TOPRAK İSTEĞİ

Fiğ türleri adaptasyon kabiliyetleri çok fazladır. Ülkemizde en fazla yetiştirilen fiğ türü olan adi fiğ kurak şartlara oldukça dayanıklıdır. Bu tür yıllık yağış ortalaması 300–350 mm olan yarı kurak bölgelerde rahatlıkla yetiştirilebilir. Aşırı kurak şartlarda verim düşüklüğü meydana gelir. Fiğ türleri kışları ılıman geçen yerlerde bölgelerde kışlık olarak ekilir. Kış mevsiminin soğuk geçtiği yerlerde ise ekim ilkbaharda yapılmalıdır. Fiğ türleri içinde soğuklara en dayanıklı tür tüylü fiğdir.

Fiğ türleri toprak bakımından çok seçici değildir. Adi fiğ türü hemen her türlü toprakta rahatlıkla yetiştirilebilir. Fakat derin yapıda, kalkerli, killi ve verimli topraklarda yapılan yetiştiricilikte daha fazla verim alınmaktadır. Eğer kumlu topraklarda adi fiğ yetiştirilecekse toprağın çiftlik gübresi gübrelenmesi gereklidir. Bu tür topraklarda yapılacak gübreleme ile toprağın su tutma kapasitesi artırılabilir. Adi fiğ yetiştirilecek toprağın orta derecede nemli olması yeterlidir. Genel olarak fiğ türleri asitli yapıda topraklara diğer baklagil yem bitkilerinden daha fazla dayanıklıdır. Bu nedenle toprakta kireçlemeye gerek duyulmadan yetiştiricilik yapılabilir.

TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

Tritikale, buğday x çavdar melezinden ABD, Polonya, Kanada ve Meksika gibi bir çok ülkede uzun süre devam eden ıslah çalışmaları sonucu marjinal, fakir tarım alanlarından dekardan alınan verimi artırmak amacıyla geliştirilmiştir.

İKLİM VE TOPRAK İSTEĞİ

Tritikale her tür toprak koşulunda yetişmesine rağmen, özellikle kıraç koşullarda buğdaya ve arpaya göre daha verimli olmaktadır. Tritikale tarımında toprak hazırlığı buğday bitkisinde olduğu gibidir. Mısır, ayçiçeği, gibi yazlık ürünlerin hasadından sonra bitki artıkları tarlada goble disk ile iyice parçalanıp toprağa karıştırılarak 10-12 cm derinlikte yüzeysel işlenmiş bir tohum yatağı hazırlanır. Gerekirse tarla yüzeyi tırmık yardımıyla düzgün hale getirilir.

Tritikale, Anadolu’nun iç bölgelerde ve Trakya’da ekim ayında, Akdeniz-Ege ve Karadeniz sahil kuşağı ile Güneydoğu Anadolu’da kasım ve aralık aylarında ekilebilir. Dekara 20 kg civarında tohum yeterli olmaktadır. Normal hububat mibzeri ile 5-6 cm derinliğe ekim yapılabilir. Ekim öncesi tohumluklar sistemik ilaçlarla sürme gibi hastalıklara karşı ilaçlanmalıdır.

SORGUM VE SUDANOTU TARIMI

Ülkemizde ekimi giderek yaygınlaşan Sorgum ve Sudanotu tek yıllık buğdaygil yem bitkilerimizdendir. Sıcak ve kurağa dayanıklı olan Sorgum, Sudanotu ve bunların melezlerinin ot ve dane verimleri yüksektir. Yaz aylarında hayvanların yeşil yem ihtiyacını karşılayabilecek önemli bitkilerdendir. Yurdumuzda ana ürün veya II. ürün olarak ekimi yapılmaktadır. Sulanabilir tarlalarda yüksek verimli olan Sorgum ve Sudanotundan yeşil yem, dane yem ve silo yemi olarak yararlanılır. Sorgun ve Sudanotu uygun yetişme koşullarında 6-7 kez biçilir ve toplam olarak 8-10 ton/da yeşil ot verebilir.

TOPRAK HAZIRLIĞI

Genel olarak mısır bitkisinin toprak istekleri ile aynıdır. Şekil olarak da mısır bitkisine benzemektedir. Toprak yapısı bakımından seçici olmayan Sorgum ve Sudanotu bitkisi genel olarak tınlı-kum1u ve drenajlı topraklarda iyi gelişir. Sorgum ve Sudanotu ekiminde iyi işlenmiş sıkı bir tohum yatağı önemlidir. İ1kbaharda ana ürün olarak ekiminde, tarla sürülür, sonra diskaro ve sürgü ile toprak ufalanır, tohum ekilir ve toprak bastırılır. II. ürün ekimlerinde, hububat hasadından sonra tarla sulanır ve aynı işlemler yapılır. Tuzlu ve a1ka1i topraklara dayanıklıdır.  

SİLAJLIK MISIR TARIMI

Yeşil otun olmadığı kış aylarında hayvanlarımıza yeşil, sulu ve ekonomik olarak verebileceğimiz tek kaba yem silajdır. En uygun silaj bitkisi mısırdır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen ve enerjice zengin bir kaba yemdir. Silajlık mısır koçanlarıyla beraber hamur olum devresinde biçildiğinde mısırda yüksek düzeyde kolay parçalanabilen karbonhidrat içeriği ve uygun sıkışma özelliği ile en kolay silolanabilen yem bitkisi özelliğini taşımaktadır.Silajlık mısır yetiştiriciliğinin dane mısır yetiştiriciliğinden tek farkı daha erken biçilmesidir. Yetiştirilme süresine ve koşullarına göre sap ve tane verimi yüksek çeşitlerin seçilmesine dikkat edilmelidir. Sulama imkanı varsa mutlaka hibrit çeşitler kullanılmalıdır.

TOPRAK HAZIRLIĞI

Silajlık mısırın ana ürün olarak ekiminde sonbaharda tarla pullukla 15-20 cm derinlikte sürülür, kültüvatör veya diskaro ile toprak parçalanır ve tapan çekilerek tohum ekilecek duruma getirilir. İkinci ürün olarak ekim yapılacaksa sulanabilen arazide buğday anızına ekim yapılacak ise anıza direkt ekim yapılması uygun olmakta, veya standart toprak hazırlama işlemleri yapılmalıdır.

EKİM

Mısırın, ekim tarihini belirlemek için ilk ve son don tarihleri, hava sıcaklığı ve ön bitkinin tarlayı terk ettiği tarih bilinmelidir. Toprak sıcaklığı 13-15 °C olduğunda en uygun ekim zamanıdır. Ana ürün olarak silajlık mısır ekilecek olursa Nisan-Mayıs aylarında, ikinci ürün olarak ekim yapılacaksa Haziran-Temmuz ayları uygun tarihlerdir. Sıraya ekimde 2-2.5 kg/da, serpme ekimde 3-4 kg/da tohum atılmalıdır. Silajlık mısırın sıraya ekimi önemlidir. Çünkü silaj makinesi (tek sıralı, çift sıralı) ile hasat edileceğinden (pnömatik mibzerle) sıra arası 65-70 cm, sıra üzeri 15-20 cm olmalıdır. Ekim derinliği 5-7 cm olmalıdır. İkinci ürün olarak ekilecekse daha derine ekilmesi tavsiye edilir.